Yumurtalık kanseri üreme organları kanserleri arasında en öldürücü kanser olarak bilinen türdür. Yumurtalık kanseri tüm yaştaki kadınları etkilerken, çoğu zaman menapoz sonrası kadınlarda karşımıza çıkar.
Hastaların dörtte üçü hastalığın ileri evresinde tanı alır ve yarattığı şikayetler direkt olarak kanserle ilişkilendirilemez. İleri yaş, ailede yumurtalık ve meme kanseri hikayesi olması yumurtalık kanseri için en önemli risk faktörleridir.
Yumurtalık kanseri multidisipliner bir yaklaşımla tanı ve tedavisi gerçekleştirilmektedir. Tedavinin temelini cerrahi tedavi ile birlikte periton içine yada damar içine verilen kemoterapi ajanları oluşturmaktadır.
Yumurtalık kanseri yumurtalıkta görülen ve ölüm oranı yüksek kadın hastalıkları kanseridir. Sık olarak 55-64 yaş grubu kadınlarda ve %90 ı epitelyal hücre tipinde gözlenir. 20 li yaşlarda görülen Germ hücreli tümör tipi yumurtalık kanserlerinin %5 ini oluşturur. Yumurtalık kanserlerinin geri kalanını ise seks kord stromal tümörler oluşturur ve sıklıkla 50 li yaşlarda görülür. Hücre tipine göre yumurtalık kanserlerini gruplara ayrılır.
Yumurtalık kanseri içerdiği hücre tiplerine göre gruplara ayrılır. Over kanserleri esas olarak;
Epitelyal hücreli yumurtalık kanserleri tüm yumurtalık kanserlerinin %85-95 ini oluşturur. Sıklıkla 50 yaş üstü kadınlarda görülür. Epitelyal yumurtalık kanserlerinin %15'i Borderline Tümör olarak tanımlanan düşük yayılım potansiyellidir ve 10 yıllık yaşam erken evre de yani Evre 1 de yakalandığında %99 lara ulaşabilir.
Seröz epitelyal yumurtalık kanseri tüm yumurtalık kanserlerinin %40 ını oluşturur ve EN SIK görülen yumurtalık kanseridir.
Endometrioid tip yumurtalık kanseri tüm yumurtalık kanserlerinin %20 sini oluşturur. Endometrioid kanserlerin %15 i Endometriozis yada Çikolata kisti hastalığı ile birliktelik gösterir.
Müsinöz tip yumurtalık kanseri, tüm yumurtalık kanserlerinin %25 ini oluşturur. Endometriozis ile ilişkili olarak görülebileceği gibi pseudomiksoma peritonei ile ilişkilidir.
Stromal hücreli tümörler yumurtalık kanserlerinin %5-8 ini oluşturur. Seks kordonlarından ve embryonik yumurtalık hücrelerinden gelişir.
Granülosa-teka hücreli tümörler geniş bir yaş grubunda görülebilir. Salgıladığı hormonlarla Erken ergenlik belirtilerine yol açabilir. Beraberinde Endometrial hiperplazi, memenin kistik hastalığı, endometrial kanser ile görülebilir. Fibrotekoma tümör lerinde asit ve hidrotoraks birlikteliği ile beraber görülen meigs sendromu görülebilir.
Sertoli-Leydig (androblastoma) ergenlerde sık görülür. Erkeksi görüntü yaratıp normal kadın seksüel gelişimini olumsuz etkileyebilir.
Germ hücreli tümörler yumurtalık kanserlerinin %3-5 ini oluşturur. Sıklıkla çocuklarda ve 20 li yaşlarda genç kızlarda görülür. Sıklıkla tek taraflı yumurtalıkta görülür ve kötü huylu potansiyel taşır.
Endodermal sinüs tümörü çocuklarda en sık görülen kanser türüdür. Sıklıkla 15 cm den büyüktür. Hastaların ortalama yaşları 18 dir ve hastaların üçte biri henüz adet görmemiştir.
Embryonal tümör germ hücreli tümör alt grubunda yer alır kendi içinde gruplara ayrılır. Bu gruplar ekstraembryonik (yolk sak karsinom) embryonal karsinom, immatür teratom, koryokarsinom(trofoblast) ve disgerminom dur.
Disgerminom EN SIK görülen kötü huylu germ hücreli yumurtalık kanseridir. %10-20 iki yumurtalıkta yer alır ve radyasyona duyarlıdır.
Matür germ hücreli tümörler ise sıklıkla iyi huyludur ve dermoid kist olarak adlandırılır.
Meme ve sindirim sisteminden yumurtalığa sıçrayan tümörler yumurtalık kanserlerinin %5 ini oluşturur.
Bir kadının hayatı boyu yumurtalık kanseriyle karşılaşma oranı %1.3 dür. Kadın kanserleri arasında ölüm sebebi olarak beşinci sıradadır. Artan doğum kontrol hapı kullanımı ve azalan hormon tedavisi kullanımı nedeniyle son 20 yılda sıklığı bir miktar azalmıştır.
Over kanserli hastaların yarısından fazlası ileri evrede ve yayılmış olarak karşımıza çıkar. Kanser erken evrede belirti vermez. İleri evrede belirtileri ise bir kanseri işaret eden net şikayetler halinde değildir.
Hastaların sağlık kuruluşuna başvurduğu sıradaki yumurtalık kanseri belirtileri sıralayacak olursak;
Bu bulguların dışında yumurtalık kanserlerinde başvuru sırasında Paraneoblastik sendromlar ile birliktelik görülebilir. Bunlar kısaca;
Seks kord stromal tümörlerden salgılanan hormonlara bağlı prekoks puberte (erken ergenlik belirtileri),anormal vajinal kanama ve erkeksi değişim görülüp erken evrede tanı konulabilir.
Yumurtalık kanserinin görülmesinin en önemli sebebi genetik mutasyonlardır. Yumurtalık kanserlerinin %10 unda genetik mutasyonla karşılaşılabilir.
Bu mutasyonları kısaca sıralayacak olursak;
Bu mutasyonlardan BRCA1 ve 2 mutasyonları ailesinde yumurtalık ve meme kanseri taşıyan hastalarda tespit edildiğinde yumurtalık kanseri vakalarının %90 ından sorumludur. BRCA 1 taşıyanlarda hayat boyu yumurtalık kanseriyle karşılaşma riski %40 iken, BRCA 2 taşıyanlarda bu risk %18 dir.
Yumurtalık kanserlerinin birçoğu genetikle ilişkili değildir ve ailesinde yumurtalık kanseri hikayesi ile karşılaşılmaz. Bilinen genetik dışı yumurtalık kanser nedenlerini sayacak olursak;
Diet, ağrı kesiciler, sigara içmek ve kısırlık tedavisi ilaçlarının etkisi belirsizdir. Dört yıl üzerinde doğum kontrol hapı kullanmak BRCA taşıyıcılarında yumurtalık tümör riskini %50 azaltır. Depo MPA gibi progesteron ilaçları kullanımı, tüplerin alınması, tüplerin bağlanması ve emzirme yumurtalık kanseri riskini azaltır.
Yumurtalık kanserinin tanısında hikaye, fizik muayene, görüntüleme ve laboratuar testleri önem taşır.
Hikaye alırken belirtilerin ortaya çıkışı, risk faktörleri, jinekolojik ve diğer kanserler için aile hikayesi sorgulanmalıdır.
Fizik muayene de mesane boşken pelvik bölge ve karın kitle açısından değerlendirilmelidir. Kilolu hastalarda pelvik muayene yetersiz kalabilir. Kitle tespit edilse bile kanser dışı bir çok nedenden kaynaklanabilir.
Fizik muayenede kitle tespit edilen dış gebelik, çikolata kisti, basit kistler, miyomlar, dermoid kistler, müsinöz kistadenomlar, seröz kistadenomlar, tüp yumurtalık apseleri, apandisit apseleri, mesane divertikülleri, divertikül apseleri, fallop tüpü çevresi kistler, pelvik yerleşimli böbrek, üreter divertikülü, sindirim sistemi kanserleri, metastazlar, periton arkası sarkomları yumurtalık kanseri ayırıcı tanısında düşünülmelidir.
Görüntüleme de en sık kullanılan yaklaşım transvajinal ultrasonografidir. Yumurtalık yapısını ve damarlanmasını iyi gösterir. Kistik ve sert yapılı kitlelerin ayrımını yapar. Batında serbest sıvının varlığını gösterir. Görüntüleme tetkiklerinde direkt akciğer filmi, batın içi komputerize tomografi ve magnetik rezonans sıklıkla kullanılır.
Laboratuar testleri tanıya yardımcıdır. Tam kan sayımı, karaciğer fonksiyon testleri, kalsiyum değerleri, CA 125 kanser antijeni test edilmelidir.
CA 125 epitelyal kanserlerin %80 inde yükselebilir. Bununla birlikte çikolata kisti ve miyom gibi bir çok nedenden dolayı yükselebilir. Menapoz sonrası kadınlarda hassasiyeti daha yüksektir.
CA 125 yumurtalık kanserinde üreme çağındaki kadında 200 mIU değerlerin üzerine çıkması beklenir. Bu hastalara kanser incelemesi gerekir.
Human epididim proteini olarak adlandırılan HE4 yumurtalık kanserlerinin üçte birinde gözlenen bir glikoproteindir. Ca125 ile birlikte hastalığın ilerleyişini ve tekrarlamasını takip için kullanılabilir.
İnhibin A ve B, seks kord stromal tümörlerde, serum alfa fetoprotein ve beta koryonik gonadotropin , germ hücreli yumurtalık kanserlerinde gözlenebilir.
Yumurtalık kanserinde cerrahi, yumurtalık kanserinin esas tedavisini oluşturur. Cerrahiyi takiben medikal onkoloji tarafından kemoterapi uygulamaları ile hastalığın tekrarlama olasılığı azaltılır ve yaşam süresi artar.
Yumurtalık kanseri ameliyatı, kanseri evrelemede ve sitoredüksiyon olarak adlandırdığımız kanser odaklarını küçültme de kullanılır. Yumurtalığa sınırlı kanserde cerrahi tek başına tedavi edicidir.
Cerrahi evreleme rahmin yumurtalıklarla beraber alınmasını, kasık ve aort çevresi lenf düğümlerinin alınmasını ve omentumun alınmasını içerir. Eğer gerek görülürse appendiks adı verilen kör barsak alınır. Özellikle müsinöz yumurtalık kanserlerinde tümörün sıçrama olasılığı nedeniyle appendiksin alınması önerilir.
Üremeyi koruyucu cerrahi tek taraflı yumurtalık ve tüplerin alınmasını kapsar, rahim ve karşı taraf tüp ve yumurtalık korunur. Erken evre epitelyal yumurtalık kanserlerinde, germ hücre tümörlerinde ve seks kord stromal tümörlerde kullanılabilir.
Yumurtalık kanseri ameliyat süresi hastalığın yayılımına göre değişiklik gösterir. Ameliyat süresini etkileyen diğer bir faktörde cerrahi ekibin deneyimidir. Ortalama yumurtalık kanseri ameliyatı 2-4 saat sürer.
Kemoterapi evre 2 ve üstündeki ileri evre kanserler de cerrahiden sonra kullanılır. Yumurtalığa sınırlı yumurtalık kanserlerinde kullanımı yoktur. Kemoterapi ameliyat sırasında ısıtılmış olarak periton içine verileceği gibi ameliyat sonrası damar yoluna da verilebilir. Neoadjuvan kemoterapi ise ameliyat öncesi tümörü küçültmek ve asiti azaltmak için kullanılabilir.
Kemoterapide kullanılan standard ajanlar karboplatin ve paklitakseldir.
Düşük yayılımı olan yumurtalık kanserleri 30 ile 50 yaşlar arasında görülebilir. Düşük yayılımı olan yumurtalık kanserleri hastaların %82 sinde evre 1 de tanı alır ve 5 yıllık yaşam süreleri %99 dur. Ne yazık ki düşük yayılımı olan epitelyal yumurtalık kanserleri bu grubun sadece %15 ini oluşturur.
Yüksek yaşam süresi erken evre ve düşük yayılım potansiyelli kanserlerde üreme koruyucu cerrahileri gündeme getirebilir. Üremenin tamamlanmasından sonra rahmin ve yumurtalıkların alınması önerilir. Radyasyon sıklıkla kemoterapi sonrası devam eden hastalık için kullanılır.
Yumurtalık kanseri evre 3 veya evre 4, epitelyal yumurtalık kanserlerinin %70 inde ilk teşhis aldığında karşımıza çıkar. Teşhis anındaki evre hastalığın sürecini belirler. Histolojik tip hastalığın ilerleme şeklinde önemli rol oynar.
Yumurtalık kanseri sıklıkla karşı yumurtalığa ve rahime yayılır. Ardından karın iç zarı olan periton yüzeyine yayılım görülür. Uzak yayılım nadir olmakla beraber karaciğer, akciğer, akciğer zarı, adrenal bezler ve dalakta görülebilir.
Tümörün histolojik tipi ve evresi tedavi ve yaşam süresini etkileyebilir. Düşük evrede yakalanan daha iyi huylu tiplerinde yaşam süresi kötü huylu tiplere göre uzundur.
Yumurtalık kanserinde yaşam süresini hastalığın yayılımı belirler. Yumurtalık kanseri yayılımını belirleyen en önemli kriter ise histolojik tiptir.
Yumurtalık kanserinde evrelere göre 5 yıllık yaşam süresini gösteren tablo aşağıdadır.
Tranvajinal ultrasonografi ve CA 125 yumurtalık kanseri taramasında kullanılan 2 yöntemdir. Yapılan araştırmalarda yumurtalık kanseri taraması yapmanın yumurtalık kanserinden ölüm oranını düşürmediği gözlenmiştir. Aile hikayesi olanlarda genetik danışmanlık ve BRCA taramaları önerilir.
İki taraflı tüp ve yumurtalıkların alınması BRCA taşıyıcılarında yumurtalık kanserinden korunmak için en önemli bir önlemdir. Kanser gelişim riskini %70 oranında azaltırken peritoneal kanser riskini azaltmaz. Tüp ve yumurtalıkların risk azaltmak için alınması erken menapoza neden olur. Erken menapozda üreme kapasitenin son bulması ile beraber kadın vücut görünümü ve cinselliği için olumsuzlukları berberinde getirir.
Menapoz sonrası östrojen hormon desteğini 5 yılın altında tutmak yumurtalık kanseri riskini azaltır.
Uzun dönem kombine doğum kontrol hapı kullanmak özellikler BRCA taşıyıcılarında, erken adet görenlerde, ilk gebeliği geciktirenlerde, kısırlık hastalarında yumurtalık kanser riskini azaltan önemli bir etkendir.
Cerrahi ve kemoterapi sonrası hastaya duygusal destek sağlarken olası komplikasyonları ve hastanın iyilik halini takip etmek önem taşır. Hastanın tümörle ilişkili genetik incelemeleri yapılır ve genetik danışmanlık verilir.
Yumurtalık kanseri hastalarının dörtte biri erken evrede tanı alırken geri kalan dörtte üçü ileri evrede tanı alır ve 5 yılın içinde hastalığın tekrarladığı görülür.
Yumurtalık kanserinde tedavi sonrası 5 yıllık takip medikal onkolog ve ameliyatı yapan jinekoloji ekibi tarafından yapılmalıdır. Takip sırasında bilgisayarlı tomografi ve pozitron emisyon tomografisi kullanımı tekrarlayan tümörün erken tanısında faydalıdır. Kanda CA 125 ve HE4 düzeyleri takibi önerilir. Seks kord stromal tümörler için inhibin A ve B takipte kullanılabilir.
Yumurtalık kanseri tedavi sonrası yapılması gerekenleri maddeleyecek olursak;
Yumurtalık kanseri seyrini olumsuz etkileyen faktörleri kısaca sıralayacak olursak
Yumurtalık kanseri olanların kaç yıl yaşayacağı tümörün evresine ve yayılımına göre değişir. Tümörün yayılımı ne kadar fazla ise yaşam süresi o kadar kısalır.
Yumurtalık tümörün de 4. Evre tümörün kasık bölgesi dışına yayıldığı evredir. Bu bölgeler karaciğer, dalak, akciğer zarı, böbrek üstü bezi ve karın iç zarıdır.
Bu bölgeler karaciğer, dalak, akciğer zarı, böbrek üstü bezi ve karın iç zarıdır.
Erken evrede yumurtalık ve rahim koruyucu yaklaşımla gebelik meydana gelebilir.
Yumurtalık kanseri ölüm oranı hastalığın evresine ve yumurtalık kanser hücresi tipine göre değişir. Ortalama 5 yıllık yaşam oranları yazımızdaki tabloda verilmiş.
CA125bir tümör belirteci olmakla beraber yumurtalık tümörüne spesifik değildir. Miyom, Çikolata kisti ve kasık apsesi gibi durumlarda artabilir. Bununla birlikte menapoz öncesi kadınlarda 200 ünite üstü değerler bulunduğunda yumurtalık kanseri diğer görüntüleme ve laboratuar yöntemleri ile taranmalıdır.
Yumurtalıkta tümör erken tanısı ilk olarakpelvik muayene, transvaginal ultrasonografi ve CA125 yüksekliği ile konur. Bilgisayarlı tomografi, MR ve PET-CT ile tanı kesinleştirilir.
Yumurtalıkta kitle transvaginal ultrasonda yumurtalıkta sert yada kistik büyüme yaratan normal yumurtalık ölçümlerinden büyük hacimde yapı gözlenmesidir.
Yumurtalık kanseri genetik olarak yatkınlığı olan kişlerde görülme sıklığı artar. Aile hikayesi yumurtalık kanserinde büyük önem taşır.
Tüp bebek ilaçlarının yumurtalık kanserine neden olup olmadığı bilimsel olarak netlik kazanmamıştır ve tartışma konusudur. Bununla beraber Kısırlığın da Yumurtalık kanseri için bir risk faktörü olduğu unutulmamalıdır.
Copyright 2024 Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Ankara Prof. Dr. Önder Koç. Tüm Hakları Saklıdır.
web tasarım